Tweet |
Özgecan Aslan’ın mezarını ziyaret ettiğini hatırlatan Yılmaz, bu anın kendisi ve toplum için unutulmaz bir acı olduğunu vurgulayarak, kadınlara yönelik şiddetin son bulması için mücadeleye çağırdı.
Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada duygularını şöyle dile getirdi: “Özgecan Aslan’ın mezarını ziyaret ettiğimde hissettiğim derin acıyı tarif bile edemem. Bu genç kızımızın hayalleri, umutları olduğu gibi ellerinden alındı. Onun yaşadığı trajedi hepimizin içini bir kez daha yaktı ve Türkiye’de kadınların yaşam haklarının ne kadar büyük tehlike altında olduğunu gözler önüne serdi. Ancak, yıllar geçmesine rağmen Bergen'in, Özgecan’ın ardından gelen kadın cinayetleri durdurulamadı."
“BERGEN: BİR HAYAT, BİR DERS”
Başkan Yılmaz, kadına yönelik şiddetin karanlık yüzünü ortaya koyan çarpıcı örneklerden biri olarak da Türkiye’nin acılı sanatçısı Bergen’i hatırlattı.
Sanatıyla milyonların kalbine dokunan Bergen’in, ne yazık ki erkek şiddetinin en acı yüzüyle hayatını kaybettiğini dile getiren Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Bergen, Türkiye’nin kadınlarının yaşadığı şiddetin sembolü haline gelen bir isimdir. Kadınların sevgiye, huzura ve hak ettikleri hayata duyduğu özlemi sanatında dile getiren Bergen, ne yazık ki yaşam haklarını hiçe sayan bir zihniyetin kurbanı oldu. Onun trajik ölümü, bu mücadelede unutulmaması gereken bir derstir. Şiddeti önlemek, Bergen gibi nice kadının hayalleri yarıda kalmasın diyedir. Bu, yaşanan her trajedinin ardından hiçbir şey yapılmadığını ve kadınları korumak için somut adımlar atılmadığını çok açık bir şekilde gösteriyor.”
Başkan Yılmaz, pek çok masum kadının anısına mücadeleye devam edeceklerini belirtti ve iktidarın, üzerindeki sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle kadınların korunamadığını vurguladı.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDET, İKTİDARIN POLİTİKASIZLIĞININ BİR SONUCUDUR”
Başkan Yılmaz, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerindeki artışın endişe verici olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kadın cinayetleri durdurulamıyor, şiddet vakaları ise artmaya devam ediyor. Tek bir kadının bile şiddet görmediği bir toplum hedefi yerine, maalesef son yıllarda her gün acılarla karşılaşıyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi gibi yanlış kararlar, kadınları korumasız bırakmıştır. Etkin önleyici mekanizmalar oluşturulmadığı gibi var olan yasalar da yeterince uygulanmıyor. Tüm bunlar, iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadelede yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.”
“SİYASİ İRADE YETERSİZ, SORUN BÜYÜYOR”
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin kadınların hak ve özgürlüklerini tehdit eden en büyük adımlardan biri olduğuna dikkat çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
“Bu ülkede her gün kadınlar öldürülüyor, şiddete uğruyor ve iktidar bu trajediyi yalnızca izlemekle yetiniyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele; kâğıt üstünde yetersiz açıklamalarla değil, somut adımlarla yapılır. Feminist hareketlerin ve toplumsal dayanışmanın ortaya koyduğu çabaya rağmen, devletin politikaları her defasında geri adımlarla karşımıza çıkıyor. Kadınların eşit ve özgür biçimde yaşayabilmesi için etkin düzenlemeler getirilmelidir. Ancak mevcut iktidar ne yazık ki bu konuda sorumluluğunu yerine getirememektedir.”
“KADINA ŞİDDETİN POLİTİKALARLA DESTEKLENMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Başkan Yılmaz, kadına yönelik şiddetin toplumsal düzeyde teşvik edildiğini ve bu duruma sessiz kalmanın büyük bir yanlış olduğunu vurgulayarak şu açıklamaları yaptı: “Kadın düşmanı söylemlerin artmasını, şiddeti sıradanlaştıran zihniyetlerin ön planda tutulmasını kabul etmiyoruz. Siyasi liderler ve yöneticiler, bu tutumlarıyla yalnızca kadınları hedef alan saldırıları teşvik ediyor. Türkiye’de kadınların can güvenliğinin olmadığı bir sistem kurulmuştur. Kadınların yaşam haklarını güvenceye alacak etkin önlemleri derhal hayata geçirmek zorundayız.”
“KADINLAR İÇİN ‘EŞİTLİK VE ADALET’ MÜCADELESİ SÜRECEK”
Başkan Yılmaz, mesajını şu sözlerle bitirdi: “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, siyasetten topluma kadar herkesin sorumluluğundadır. Kadınları koruyan yasalar etkin uygulanmalı, kadınların hayat hakkını önceleyen bir siyaset yürütülmelidir. CHP olarak, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine omuz veriyoruz. Bu ülkede her gün bir Özgecan daha kaybolmamalı! Kadınlarımızın hak ettiği insan onuruna yakışır bir yaşamı inşa etmek için mücadelemiz sürecek.”